İnsanoğlu, tarihin her döneminde kendi ihtiyaçlarını bir şekilde giderebilmeyi başarabilmiş; birbirleriyle haberleşmek ve iletişim kurmak için yazıyı kullanmışlardır. Mağara resimleri ile başlayan yazı serüveni, giderek gelişmiş ve günümüzdeki alfabe şeklini almıştır. Biçimsel olarak değişip gelişen yazı ile birlikte yazı yazma araçları da değişmiştir. Yakın dönemde teknoloji harikası olarak kabul edilen daktilo artık önemini yitirmiş; yerini günümüzde yaygın olarak kullanılan bilgisayarlara bırakmıştır.
Bildiğiniz gibi bilgisayara veri girişini sağlayan en önemli öge klavyedir. Bir bilgisayar kullancısı olarak siz de klavyeniz ile yazılarınızı bir şekilde yazabiliyorsunuz.
Peki klavyeyi ne kadar etkin ve sağlıklı kullanıyorsunuz? Ne kadar hızlı yazabiliyorsunuz veya maksimum hızınızı ne kadar süre ile koruyabiliyorsunuz? Hiç düşündünüz mü…
Önemli olan bir şekilde yazı yazabilmek değil; sağlığınızı koruyarak, maksimum verim elde edebilecek şekilde klavyeye hakim olabilmektir. Bu ise ancak doğru on parmak tekniğini kullanmanız ile mümkün olabilecektir.
Uzun süre bilgisayar kullanan bazı kişiler; “Ben on parmak bilmiyorum ama; iki-üç parmağımla çok hızlı yazabiliyorum veya rahatlıkla işlerimi halledebiliyorum, bu yüzden on parmak öğrenmeme gerek yok.” diye düşünebilirler. Umarım siz öyle düşünmüyorsunuzdur.
On parmak kullanmadığı halde çok hızlı yazı yazdığını düşündüğünüz birçok tanıdığınız vardır. Bu arkadaşlarınızdan birine Türkçe bir metin veriniz ve üç dakika süre ile noktalama işaretlerine dikkat etmeden yazmasını rica ediniz. Bakalım ne kadar yazabilecek? Cevabını ben vereyim isterseniz: Üç dakika sonundaki muhtemel doğru kelime sayısının 80 ila maksimum 120 kelime aralığında olduğunu göreceksiniz. Aynı arkadaşınıza bu kez İngilizce veya Almanca bir metin veriniz ve yine üç dakika süre tutunuz. Bu seferki kelime sayısının ise 50-80 kelimeye düştüğünü görürsünüz. Türkçe veya yabancı dildeki metinleri bu kez noktalama işaretlerine dikkat ederek yazmasını rica ettiğinizde ise doğru kelime sayısının daha da düştüğünü söylemeye gerek bile yok.
Çalışmak elbette önemlidir; ama daha da önemlisi doğru teknikle çalışmadır. Bu nedenle, yıllarını bilgisayar karşısında çalışarak geçiren arkadaşınızın hızının düşüklüğüne şaşırmamalısınız.
Anlatmaya çalıştığım şu ki; on parmak tekniğini kullanmadan istediğiniz kadar hızlı yazın, orta düzey bir on parmak kullanıcısının hızına hiçbir zaman yetişemezsiniz. Ayrıca, on parmak dışında bir teknikle yazarken, önce yazacağınız metne, sonra ellerinize ve daha sonra da ekrana bakma ihtiyacı hissedeceksiniz. Bu üçlü döngü sürekli devam ederken, gözünüz ve beyniniz gereğinden çok fazla efor sarfedecek. Bu da yazma hızınızı oldukça düşüreceği gibi, dikkatiniz dağıldığı için de hata yapma olasılığınız oldukça fazla olacaktır. Özellikle yabancı dildeki yazıları yazarken, çok daha fazla zorlanacaksınız. Oysa on parmak yazımında, ekrana ve ellere bakma ihtiyacı duymayacağınız için, gözünüz sadece metni takip edecek ve beyniniz siz farkında olmadan çoktan ellerinize yazıyı yazdırmış olacak. Böylece çok daha hızlı, hem de aynı oranda daha az yorularak daha fazla yazı üretebileceksiniz.
Değerli öğrencim; sadece zabıt kâtipliği sınavı için değil, tüm yaşamınız boyunca kullanabileceğiniz bu tekniğin; işlerinizi düşündüğünüzden çok fazla kolaylaştıracağını, veriminizi kat kat artıracağını, göz sağlığınıza olumlu etkilerini unutmamanızı tavsiye ederim. Verimli bir öğrenme süreci geçirmeniz için temel on parmak derslerini sınav odaklı çalışmaktan ziyade, tekniğe odaklanarak çalışınız. Tekniği doğru bir şekilde öğrendikten sonra zaten sınav için hız çalışmalarını yapacağız.